Kefalet Sigortasında Büyük Tehdit : Sahte Kefalet Senetleri

Ülkemizde Kefalet Sigortacılığı çok yeni bir kavram almasına rağmen, kefalet sigortacılığın yanı sıra kefalet sahteciliği de aynı hızda büyümektedir. Hatta öyle ki, sahte kefalet senetlerinin gerçek kefalet senetlerinden daha hızlı yayıldığı dahi söylenebilir.

Sektörde kefalet sigortacılığı alanında öncü olma misyonunda olan Şirketimize farklı kanallardan sahte kefalet senedi bilgileri gelmektedir. Her hafta, teminat ve prim tutarı ciddi anlamda yüksek olan farklı kamu kurumları lehine düzenlenmiş en az birkaç sahte kefalet senedi bize ulaşmaktadır. Açığa çıkmayan ya da bize ulaşmayan senetlerin var olduğu düşünüldüğünde sahteciliğin ne kadar yaygın olduğu ve sektör için ne derece büyük bir tehdidin söz konusu olduğu açıkça görülmektedir.

Kefalet sahteciliği en başta sigortalıyı mağdur etmekte, sigortalının finansal kaybına yol açmaktadır. Diğer yandan söz konusu sahte senetlerin lehtarı konumunda olan ve çoğunlukla kamu kurumu olan lehtar kurumlar da sahte senetlerin mağduru olabilmektedir. Özellikle sistemsel teyit işlemi yapılmayan vergi daireleri vb kurumlarda sahte senetlerin fark edilmeksizin geçerli bir teminat gibi kabul edilmesi söz konusu olabilmektedir. Sahteciliğin tüm kamunun menfaatini tehdit eden bu zararı oldukça ciddi boyutlardadır. Elbette söz konusu sahteciliğin kaçınılmaz ve en büyük mağduru da sigorta sektörüdür. Kefalet sigortasına ve genel olarak sigortacılığa duyulan güveni sarsıcı mahiyette olan, mevzuata uygun biçimde kefalet senedi üreten sigorta şirketleri ve sigorta aracılarının doğrudan ve dolaylı olarak iş kaybetmelerine yol açan kefalet sahteciliği, sektörün acil, bilinçli, kararlı ve etkili bir biçimde mücadele etmesi gereken en temel sorunudur.

Biz AREX Sigorta olarak bu durumun önüne geçmek için meslek birliğimiz ve SEDDK nezdinde gerekli girişimlerde bulunuyoruz. Bu kurumlar da kendi bürokratik işleyişleri çerçevesinde gerekli aksiyonları almaya çalışıyorlar. Ancak sorunun boyutu ve tehdidin büyüklüğü, sadece ilgili kurumların alacağı aksiyonlar ile de durumun önüne geçemeyeceğimizi göstermektedir. Bu nokta öncelikle sigortacılara ve akabinde sigortalı ve lehtarlara bazı görevler düşmektedir.

Sigortalıların SEDDK web sayfasında yer almayan şirketlerden gelen tekliflere kesinlikle olumlu bakmaması gerekir. Elbette dağıtım kanalının da güvenilir olmasına dikkat edilmelidir. Gerek sigortalı gerek lehtarın mutlaka yapması gereken, satın aldığı kefalet senedi üzerinde yer alan kefalet senedi (mektup ya da poliçe numarası olarak da yer alabilir) numarasını sigortam360.com üzerinden teyit etmektir. Lehtar kurum ya da kişiler ise; kendilerine gelen kefalet senetlerini mutlaka sigorta SBM üzerinden ya da sigortacıların meslek örgütü olan TSB üzerinde mektubu onaylayan sigorta şirketlerine ulaşarak teyit etmeleridir. Bu doğrulama faaliyetler sahte kefalet senetlerinin anlaşılmasını sağlayacak ve dolayısıyla sahteciliğin önüne büyük ölçüde geçecektir.

Sigortacılara düşen görev ise; öncelikle sektörün düzenleyici otoritesi olan SEDDK ve meslek örgütü olan TSB’nin, kefalet alanında faaliyet göstermesinden bağımsız olarak tüm sigorta şirketlerinin ve sigorta aracılarının portföylerinde yer alan kişi ve kurumları ve kamuoyunu kefalet sahteciliği ve uygun teyit mekanizma ve yöntemleri konusunda ivedilikle bilgilendirmesidir. Sigortacılığın temel sermayesi olan güven unsurunu hedef alan bu sahtecilik tehdidiyle mücadele etmek tüm sektör bileşenlerinin temel önceliği olmalıdır.